Müfredat sadece bir eğitim planı değildir; aynı zamanda toplumun geleceğine dair bir vizyon sunar. Bu nedenle, kimin yazdığı, hangi bakış açısıyla şekillendiği büyük önem taşır. Kadınlar, uzun yıllar eğitim sisteminde öğretici roller üstlenmiş olsa da, müfredat geliştirme süreçlerinde seslerini duyurmakta geç kalmıştır. Ancak son yıllarda bu durum değişmeye başladı.
Dünya genelinde feminist pedagojiyle öne çıkan isimler, müfredatın içeriğini dönüştürmek için önemli adımlar attı. Amerikalı eğitimci Nel Noddings’in “bakım etiği” yaklaşımı, öğretmen-öğrenci ilişkisinde empatiyi ve karşılıklı sorumluluğu ön plana çıkarırken; bell hooks, müfredatın bir özgürleşme aracı olması gerektiğini savundu. Bu yaklaşımlar, eğitimin yalnızca akademik değil, aynı zamanda etik ve politik bir alan olduğunu ortaya koydu.
Türkiye’de de benzer bir uyanış yaşanıyor. Prof. Dr. Fatma Gök’ün öncülüğünde yapılan çalışmalar, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı alternatif müfredat modelleri geliştirilmesine katkı sundu. Kadın örgütleriyle birlikte hazırlanan eğitim modülleri, öğretmen eğitiminde ve okul içeriğinde önemli farkındalıklar yaratmaya başladı. Örneğin, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi” başlığı altında yürütülen projeler, klasik müfredatın dışına çıkarak kapsayıcı bir anlayışı öne çıkardı.
Ancak hâlâ kat edilmesi gereken uzun bir yol var. Türkiye'de Millî Eğitim Bakanlığı’nın müfredat komisyonlarında kadın temsil oranı oldukça düşük. Bu durum, kadınların eğitim politikalarına yön verme gücünü sınırlarken, müfredatın toplumsal çeşitliliği yansıtma kapasitesini de zayıflatıyor.
Kadınların bilgi üretim süreçlerine daha aktif katılımı, sadece kadınlar için değil, tüm öğrenciler için daha adil, duyarlı ve eleştirel bir eğitim ortamı yaratmanın anahtarıdır. Sessiz ama derin bir devrim yaşanıyor; kadınlar, gelecek nesillerin zihin dünyasını müfredat aracılığıyla yeniden kuruyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İklim Yıldız
Müfredata Kadın Eli Değerse
Eğitimde Eşitlik, Müfredatta Başlar
Müfredat sadece bir eğitim planı değildir; aynı zamanda toplumun geleceğine dair bir vizyon sunar. Bu nedenle, kimin yazdığı, hangi bakış açısıyla şekillendiği büyük önem taşır. Kadınlar, uzun yıllar eğitim sisteminde öğretici roller üstlenmiş olsa da, müfredat geliştirme süreçlerinde seslerini duyurmakta geç kalmıştır. Ancak son yıllarda bu durum değişmeye başladı.
Dünya genelinde feminist pedagojiyle öne çıkan isimler, müfredatın içeriğini dönüştürmek için önemli adımlar attı. Amerikalı eğitimci Nel Noddings’in “bakım etiği” yaklaşımı, öğretmen-öğrenci ilişkisinde empatiyi ve karşılıklı sorumluluğu ön plana çıkarırken; bell hooks, müfredatın bir özgürleşme aracı olması gerektiğini savundu. Bu yaklaşımlar, eğitimin yalnızca akademik değil, aynı zamanda etik ve politik bir alan olduğunu ortaya koydu.
Türkiye’de de benzer bir uyanış yaşanıyor. Prof. Dr. Fatma Gök’ün öncülüğünde yapılan çalışmalar, toplumsal cinsiyet eşitliğine duyarlı alternatif müfredat modelleri geliştirilmesine katkı sundu. Kadın örgütleriyle birlikte hazırlanan eğitim modülleri, öğretmen eğitiminde ve okul içeriğinde önemli farkındalıklar yaratmaya başladı. Örneğin, “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi” başlığı altında yürütülen projeler, klasik müfredatın dışına çıkarak kapsayıcı bir anlayışı öne çıkardı.
Ancak hâlâ kat edilmesi gereken uzun bir yol var. Türkiye'de Millî Eğitim Bakanlığı’nın müfredat komisyonlarında kadın temsil oranı oldukça düşük. Bu durum, kadınların eğitim politikalarına yön verme gücünü sınırlarken, müfredatın toplumsal çeşitliliği yansıtma kapasitesini de zayıflatıyor.
Kadınların bilgi üretim süreçlerine daha aktif katılımı, sadece kadınlar için değil, tüm öğrenciler için daha adil, duyarlı ve eleştirel bir eğitim ortamı yaratmanın anahtarıdır. Sessiz ama derin bir devrim yaşanıyor; kadınlar, gelecek nesillerin zihin dünyasını müfredat aracılığıyla yeniden kuruyor.
Çünkü müfredatı kim yazarsa, geleceği de o yazar.