Zaman... Hepimizin en çok ihtiyaç duyduğu ama en az sahip olduğu şey. Özellikle anneler için... Gün; ev işleri, iş hayatı, sorumluluklar ve koşuşturma arasında akıp giderken bir şey sıklıkla gözden kaçar: çocukla geçirilen zamanın değeri.
Bir çocuğun en büyük ihtiyacı sevgiyle dokunulan zamandır. Oyuncaklar, teknolojik aletler, etkinlik merkezleri hiçbir zaman bir annenin varlığının yerini tutamaz. Çünkü bir annenin ilgisi, çocuğun kendini değerli, güvende ve seviliyor hissetmesinin temelidir.
Çocuklar annelerinin gözlerinden dünyayı tanır. Birlikte oynanan basit bir oyun, okunan kısa bir masal ya da sadece başını annenin omzuna yasladığı bir an, yıllar sonra bile çocuğun ruhunda iz bırakır. Bu anlar, çocuğun kişilik gelişimini, hayata bakışını ve insanlarla olan ilişkilerini şekillendirir.
Elbette her anne çalışmak, üretmek ve hayatı sürdürmek zorunda. Ama mesele zamanın uzunluğu değil, samimiyeti. Çocuklar sevgiye “kaç saat ayırdın” diye bakmaz. “Yanımda mısın, gerçekten ilgileniyor musun?” diye hissederler. O yüzden bazen 15 dakikalık içten bir sohbet, saatlerce süren ama ilgisiz bir beraberlikten çok daha kıymetlidir.
Unutulmamalı ki çocuklukta eksik kalan sevgi, ilgi ve paylaşım duygusu, ilerleyen yıllarda birçok davranış bozukluğunun ve duygusal açlığın temel sebebi olabilir. Oysa annenin ayırdığı zaman, çocuğun ruhunu besler; karakterini güçlendirir.
Son söz: Çocuklar ne kadar pahalı oyuncaklara sahip olduklarını değil, ne kadar çok sevildiklerini hatırlar. Ve bir annenin zamanından daha kıymetli bir hediye yoktur.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Murat Babar
Bir Annenin Zamanı: Çocukla Geçirilen Vaktin Gücü
Zaman... Hepimizin en çok ihtiyaç duyduğu ama en az sahip olduğu şey. Özellikle anneler için... Gün; ev işleri, iş hayatı, sorumluluklar ve koşuşturma arasında akıp giderken bir şey sıklıkla gözden kaçar: çocukla geçirilen zamanın değeri.
Bir çocuğun en büyük ihtiyacı sevgiyle dokunulan zamandır. Oyuncaklar, teknolojik aletler, etkinlik merkezleri hiçbir zaman bir annenin varlığının yerini tutamaz. Çünkü bir annenin ilgisi, çocuğun kendini değerli, güvende ve seviliyor hissetmesinin temelidir.
Çocuklar annelerinin gözlerinden dünyayı tanır. Birlikte oynanan basit bir oyun, okunan kısa bir masal ya da sadece başını annenin omzuna yasladığı bir an, yıllar sonra bile çocuğun ruhunda iz bırakır. Bu anlar, çocuğun kişilik gelişimini, hayata bakışını ve insanlarla olan ilişkilerini şekillendirir.
Elbette her anne çalışmak, üretmek ve hayatı sürdürmek zorunda. Ama mesele zamanın uzunluğu değil, samimiyeti. Çocuklar sevgiye “kaç saat ayırdın” diye bakmaz. “Yanımda mısın, gerçekten ilgileniyor musun?” diye hissederler. O yüzden bazen 15 dakikalık içten bir sohbet, saatlerce süren ama ilgisiz bir beraberlikten çok daha kıymetlidir.
Unutulmamalı ki çocuklukta eksik kalan sevgi, ilgi ve paylaşım duygusu, ilerleyen yıllarda birçok davranış bozukluğunun ve duygusal açlığın temel sebebi olabilir. Oysa annenin ayırdığı zaman, çocuğun ruhunu besler; karakterini güçlendirir.
Son söz: Çocuklar ne kadar pahalı oyuncaklara sahip olduklarını değil, ne kadar çok sevildiklerini hatırlar. Ve bir annenin zamanından daha kıymetli bir hediye yoktur.