Hava Durumu

Gençlik: Fani Bir Lezzet mi, Ebedî Bir Sermaye mi?.

Yazının Giriş Tarihi: 28.05.2025 14:07
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.05.2025 14:11

Zaman hızla akıyor. Bugün gençlik, hiç olmadığı kadar renkli, hızlı ve seçeneklerle dolu bir dünyada yaşıyor. Sosyal medya ekranları “anı yaşa” diyor. Reklamlar “önce sen” diye fısıldıyor. Ama bu hızlı akan hayatın ortasında bir soru sessizce yankılanıyor: Gençlik, yalnızca fani bir zevk mi, yoksa ebedî bir sermaye mi?

Bu soruya asırlar öncesinden cevaplar veren isimler var. Bediüzzaman Said Nursî, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî ve Yunus Emre... Her biri farklı bir üslupla, gençliğin geçici olduğu kadar kıymetli bir emanet olduğunu anlatır.

Duyguların Hâkim Olduğu Bir Mevsim

Bediüzzaman Said Nursî, Gençlik Rehberi isimli eserinde gençlik dönemine dair şu çarpıcı tespiti yapar:

“Gençlik damarı akıldan ziyade hissiyatı dinler. His ve heves ise kördür, akıbeti görmez.”

Duygular, insanı bugüne çeker; akıl ise yarını düşünür. Gençlikte duygular ağır basınca, kişi kolayca nefsinin ve çevrenin tuzaklarına düşebilir. Bu nedenle Bediüzzaman, gençleri akıl, iman ve sorumlulukla donanmış bir hayat anlayışına çağırır.

Mevlânâ’dan Nefs Terbiyesi Üzerine

Mevlânâ ise gençliğin sarhoş edici cazibesine karşı uyarıda bulunur:

“Ey gönül! Kendini gençlik sarhoşluğuna kaptırma. Gençlik geçer, ama onun yaptıkları peşinden gelir.”

Nefs, insana "daha çok vaktin var" der. Ama ölüm yaşa bakmaz. Gençken kazanılan alışkanlıklar, yıllarca sürer; atılan tohumlar ömür boyu meyve verir ya da diken olur.

Yunus Emre’den Fâniliğe Dair Hatırlatma

Yunus Emre ise hayatın geçiciliğini ve dünyaya aldanmanın boşluğunu şiirle dile getirir:

“Mal sahibi, mülk sahibi,
Hani bunun ilk sahibi?
Mal da yalan, mülk de yalan,
Var biraz da sen oyalan.”

Bu dizeler, gençliğin de bu dünyanın da geçici bir oyun olduğunu hatırlatır. Oyalandığımız şeylerin ardında hakikat kaybolursa, gençlik elimizden bir rüzgâr gibi geçer.

Gerçek Lezzet Nerede?

Bugün gençlerin en çok aradığı şey huzur. Ama bu huzur ne ekranda, ne eğlencede, ne de anlık hazlarda bulunabiliyor. Bediüzzaman’ın şu sözü, bu arayışa doğrudan cevap verir:

“Hakiki zevk ve elemsiz lezzet, yalnız imanda ve imanla olabilir.”

Mevlânâ da aynı hakikate şöyle işaret eder:

“Dışını süslemekle meşgulsün, içini ihmal ediyorsun. Oysa içindir asıl hayat.”

Ve Yunus Emre de ekler:

“Bir garip ölmüş diyeler,
Üç günden sonra duyalar,
Soğuk su ile yuyalar,
Şöyle garip bencileyin...”

Son Söz Yerine

Gençlik, uzun sürmeyen ama izleri ömür boyu kalan bir dönemdir. Ya kalıcı bir rahmete dönüşür, ya da derin bir nedamete... O yüzden asırlardır söylenen söz hâlâ günceldir: Gençliğini iyi değerlendiren, sadece dünyasını değil ahiretini de mamur eder.

Dipnot: Bu yazıda yer alan alıntılar Risale-i Nur Külliyatı, Mevlânâ’nın Mesnevî’si ve Yunus Emre Divanı’ndan derlenmiştir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.