Hava Durumu

Biz ne Yapıyoruz?

Yazının Giriş Tarihi: 08.07.2025 23:15
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.07.2025 23:43

Henüz 15 yaşındaydı. Bir tartışmanın ardından, yine yaşıtı olan bir çocuk tarafından beş yerinden bıçaklandı. O çocuğun adı Ahmet Minguzzi’ydi. Sokak ortasında, insanların gözleri önünde vahşice hayattan koparıldı. Ama o gün ölen sadece Ahmet değildi; vicdanımız, merhametimiz ve insanlığımız da o sokakta yere düştü.

Edward Bond’un 1965’te sahneye koyduğu Saved (Kurtarılmış) adlı oyun, tam da bu karanlığı anlatıyordu. Londra’nın işçi sınıfı mahallelerinde, sevgiden, ilgiden ve umuttan mahrum büyüyen gençlerin nasıl şiddete yöneldiğini gözler önüne seriyordu. Oyunun en çarpıcı sahnesinde, bir grup genç hiçbir neden yokken bir bebeği taşlayarak öldürüyordu. Seyirci bu sahnede dehşete düşüyordu ama Bond’un asıl mesajı daha derindi: Bu çocuklar bu hale kendiliğinden gelmedi. Onları bu suskun, sevgisiz toplum büyüttü.

Bu sahne, yalnızca bireysel bir suçun değil, ahlaki çöküşün temsiliydi. Çünkü bu şiddetin yanında duran yetişkinler de vardı; izleyenler, engellemeyenler, görüp sırtını dönenler... Bond’un işaret ettiği asıl suç, toplumun artık kötülüğü kanıksamış olmasıydı. Ahlak, yalnızca bireysel bir değer değil, toplumsal bir refleks olmalıydı. Ama bu refleksin yerini kayıtsızlık, ilgisizlik ve duyarsızlık almıştı.

Saved oyunu ilk sahnelendiğinde hükümet tarafından sansürlenmişti. O dönemin hükümeti bebek cinayetinin anlatılmasını yasakladı; çünkü anlatılınca rahatsız oluyordu. Ne var ki asıl rahatsız olması gereken, o cinayetin gerçek hayatta yaşanabiliyor olmasıydı. Bond’un oyununda devlet, sadece yokluğuyla değil, bu yokluğu normalleştirmesiyle eleştirilir. Oyun sormaz: ‘Neden böyle oldu?’ Oyun bağırır: ‘Neredeydiniz?’

Bugün Ahmet Minguzzi’nin ölümü de bize aynı soruyu sordurmalı: Suçlu yalnızca bıçağı tutan el mi, yoksa o ele kadar uzanan sevgisiz eller, ilgisiz bakışlar, kayıtsız bir toplum mu? Bugün sadece mahkeme salonlarında değil, evlerimizde, okullarımızda, sokaklarımızda da bir yüzleşme zamanı. Çocuklar artık oyun oynamıyor, çocuklar çocukları öldürüyor. Ve biz hâlâ susuyorsak, hâlâ "bu bizim sorunumuz değil" diyorsak, Edward Bond’un oyunundaki seyirciden farkımız kalmıyor.

Saved bize diyor ki: Suç sadece bireyin değil, göz yuman toplumundur da. Çünkü ahlak, sadece “ne yapmamamız gerektiği”yle değil, ne zaman ses çıkarmamız gerektiğiyle de ilgilidir.

Ahmet’i geri getiremeyiz. Ama başka çocuklar ölmeden önce, merhameti yeniden hatırlayabiliriz. Suskunluğumuzu kırmak, vicdanın sesi olmak zorundayız. Çünkü bazen bir çocuğun hayatını kurtarmak, sadece bir el uzatmak değil; o hayata sırt dönmemektir.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.