Mitoloji denince çoğumuzun aklına eski zamanların tanrıları, kahramanları, destanları ve efsaneleri gelir. Oysa mitoloji yalnızca geçmişin değil, günümüzün de bir parçasıdır. Bir ulusu, bir toplumu en iyi yansıtan aynalardan biri de mitolojidir. Bu aynada o toplumun ve bireylerin iç dünyaları, tutkuları, zenginlikleri tüm benlikleriyle gözler önüne serilir. Günümüzde zaman değişti; artık dağların tepesinde oturan tanrılar yok. Örneğin, şimşekler fırlatan bir Zeus'u ne gökyüzünde ne de kitaplarda arayabiliyoruz. Ama mitoloji hala bizimle; günümüzde de yaşamaya devam ediyor.

Mitoloji artık sadece bir edebiyat ya da tarih konusu değil; sinemada, psikolojide, hatta kişisel ve kültürel gelişim kitaplarında da karşımıza çıkan güçlü bir yapıdır. Ancak her şeyden önemlisi, mitoloji bize bir gerçeği daha hatırlatıyor: hikayelerin ve efsanelerin gücünü. İnsanlar her çağda bu güce ihtiyaç duymuştur. Örneğin, bir dizinin sezon finalini beklerken, sosyal medyada bir insanın dönüşüm hikayesine tanıklık ederken ya da geçmişteki efsanevi bir olayın anlatımını dinlerken aslında modern mitolojinin içine gırıyoruz.

Modern çağın kahramanları, mitolojik kahramanların birer versiyonu gibidir. Hepimiz efsaneleri, masalları dinlemeyi severiz ama çoğumuz bunların birer mitoloji örneği olduğunun farkında bile olmayız. Çünkü günümüz teknolojisi bizi bu geleneksel anlatılardan uzaklaştırdı. Eskiden insanlar ölümsüzlüğün peşindeydi; şimdi ise yapay zeka aracılığıyla ölümsüzlüğü arıyoruz. Aslında arayış değişmedi, sadece yollar değişti. Mitolojinin özü hep aynı kaldı. Süper kahramanlar dediğimiz Batman, Superman gibi karakterler, eski mitlerin yeniden dönüştürülmüş halidir. Eski tanrılar, modern kostümler giymiştir adeta. Artık influencer'lar ve sosyal medya fenomenleri modern çağın tanrıları gibi görülüyor; takipçi sayıları onların "kudreti", izlenimleri ve etkileşim oranları ise "mucizeleri" oluyor.

Tıp dünyasında kullanılan yılanlı asa (Asklepios'un sembolü) hala mitolojiden geliyor. Sanıyoruz ki mitoloji geçmişte kaldı; ama aslında her gün mitolojik kavramlarla iç içe yaşıyoruz: kahve içerken, alışveriş yaparken, sosyal medyada gezinirken... Aslında biz de biliyoruz ve görüyoruz ki günümüz mitolojisi, geçmişten çok da farklı değil. Eskiden insanlar evreni, doğayı açıklamak için tanrılar, efsaneler ve masallar üretirdi. Bugünse modern kültür, teknoloji ve medya yeni mitolojiler inşa ediyor.

Mitolojinin bir başka yüzü de şehir efsaneleridir: kaybolan uçaklar, yeraltından çıkan yaratıklar, hükümet sırları, gizemli hazineler... Bunlar, günümüz toplumunun korkularının dışavurumudur. Mitoloji sadece inandığımız şeyleri değil, en çok korktuğumuz şeyleri de anlatır. Bu yüzden bazı söylentiler gerçek olmadığı kanıtlanmış olsa bile bize gerçekmiş gibi gelir. Sonuçta modern mitoloji, toplumun bitmeyen bir arayışıdır.

Günümüzde, yani modern çağda, bazı efsanevi (yani mitolojik) yaratıkların gerçekten yaşadığına inanan insanlar da vardır. Mesela dev yılanlar, deniz canavarları... Eski zamanların tarihçileri, bazı hayvan fosillerine yanlış tanımlar koymuş olabilir. Örneğin, bir dev yılan fosili insanlar tarafından başka bir sürüngene benzetilebilir. Mitoloji her çağda, her kültürde bizimle birlikte yaşamaya devam ediyor. Her figürde bir mitoloji örneği görebiliriz. Sanat ve edebiyatta mitolojik referanslara rastlarız. Sanat tarihine baktığımızda mitolojik temalar içeren tabloları ve heykelleri görebiliriz.

Bir toplumun mitolojisi zamanla başka bir toplumun dini haline gelebilir. Eski tanrılar unutulsa da, onların yerini alan kutsal figürlerin benzer özellikleri taşıdığını görebiliriz. Bu da mitolojinin tamamen yok olmadığını, sadece biçim değiştirdiğini gösterir. Mitoloji, farklı kılıklarda, farklı kostümlerle yaşamaya devam etmektedir.